-
1 bir kerecik
nur einmal, ein einziges Mal\bir kerecik olsun gelmedi er ist kein einziges Mal gekommen\bir kerecik sormadan bile ohne auch nur einmal zu fragen -
2 bir kerecik
зырызакIоу -
3 kerecik
diminutive form of kere: bir - just once, only just once. -
4 auch
1) ( ebenfalls) de;\auch nicht (bu) da değil;\auch gut (bu) da iyi;ich \auch ben de;\auch das noch! bir de bu eksikti!;sowohl... als \auch hem... hem de2) ( sogar) bile;ohne \auch nur zu fragen bir kerecik sormadan bile;\auch wenn es regnen sollte yağmur yağacak olsa bile3) ( tatsächlich)das hat \auch niemand behauptet kimse de böyle bir şeyi iddia etmedi ki4) ( außerdem)nicht nur... sondern \auch yalnızca... değil aynı zamanda;\auch wäre es falsch, zu glauben, dass...... olduğuna inanmak da yanlış olur;\auch das noch! bir de bu eksikti!;wo \auch immer nerede olursa olsun;wie dem \auch sei nasıl olursa olsun;solange ich \auch wartete... ne kadar bekledimse de... -
5 wagen
wagen ['va:gən]I vt1) ( riskieren) göze almak, cüret etmek (-e), cesaret etmek (-e);einen Versuch \wagen bir kerecik denemek;wie kannst du es \wagen! buna nasıl cüret edersin!;2) ( sich getrauen) gözüne kestirmek (zu -)II vrsich \wagen cesaret etmek (-e), cüret etmek (-e);sich an etw \wagen bir şeye cesaret etmek -
6 wenigste
2) das \wenigste ( kleinste Menge) en azı;das \wenigste wäre, ihn einmal anzurufen en azından ona bir kere telefon etmen gerekir, hiç olmazsa onu bir kerecik telefonla aramalısın;er hat das \wenigste Geld en az para onda;das ist das \wenigste, was er machen kann ( fam) hiç olmazsa bunu yapabilir -
7 nur
nur adv sadece, yalnızca; (bloß) a ancak; (nichts als) sırf;nur einmal bir kerecik;nur für Erwachsene sadece yetişkinler (için);nur noch artık sadece;nur so (zum Spaß) sadece (şaka olsun diye) öyle;er tut nur so o sırf/sadece öyle görünüyor;nicht nur …, sondern auch … sade(ce) … değil (üstelik) …;warte nur! bekle hele!
См. также в других словарях:
bir kerecik — zf. Bir kerelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kerelik — zf. Bir kereye özgü olarak, bir defalık, bir kerecik Bu bağışlanma bir kerelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
bezdirmek — i, den Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek O günden sonra bu neşeli İstanbul yolcusunun hatta beni bezdirmek için bile bir kerecik dışarıya çıktığını hatırlamıyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
